Marilyn' in Joe' ya hediye ettiği madalyona yazdırdığı alıntı; Antoine de Saint-Exupéry' nin Küçük Prens adlı kitabındandır. “Gerçek aşk sadece gözlere değil kalbe de görünür çünkü gözler bazen aldanabilir”. Ama kaba adamın verdiği cevap “bu da ne demek şimdi” olmuştur. Ama bu kaba adam 1999' da ölene kadar , Marilyn' in mezarına , tıpkı ona söz verdiği gibi, haftada 3 kez bir düzine kırmızı gül göndermeyi asla unutmadı.
0 Comments
Köpekler hiç beni ısırmadı ama insanlar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Marilyn Monroe Çift, Tokyo'yo vardığında, kendilerini bekleyen kalabalık karşısında şok geçirdiler. Binlerce hayranı Marilyn'i bekliyordu. Bu durumdan Joe hiç memnun kalmamıştı. Marilyn öyle popülerdi ki, kendisi gölgede kalmıştı. Basın toplantısında tüm sorular MM'ye gelince, Joe iyice surat astı ve hırçınlaştı. MM, "The Girl in Pink Tights" ın setine gitmediği için Fox ile sorun yaşıyordu… Ama çok yorgundu ve Grace'in ölümünden sonra kendini yalnız hissediyordu. Geriye sadece Joe kalmıştı. Bir gece uçağa atladı ve Joe'nun yanına, ailesi ile beraber kaldığı San Franscisco'daki evine gitti.
Marilyn orada harika bir hafta geçirdi. Aile ortamlarını zaten çok severdi. Tam bir ev kadını gibiydi; yemek yaptı, bulaşık yıkadı, temizlik yaptı, sofra hazırladı… Joe'nun sevdiği Marilyn buydu! Ama Marilyn için bu durum geçiciydi, kariyerini terk etmeye hiç niyeti yoktu! Büyünün etkisinde kalan Joe, Marilyn'e evlenme teklif etti! Marilyn de hemen kabul etti. Bu durumu sadece aile ile paylaştılar, basından gizlediler. Gerçek hayata dönünce, Marilyn'in Şirketle sorunları kaldığı yerden devam etti… Ona maaş vermeyi kestiler ama MM umursamadı bile; ödedikleri bir servet değildi ki! Marilyn o sırada bir dergi ile 3 bölümlük yazı dizisi için anlaşmıştı. Hayat hikayesini anlatacaktı. Sonradan bu notlar kitaba dönüştürüldü ve Marilyn'in günlüğü gibi lanse edilip "My Story" adlı kitap olarak yayınlandı. Marilyn ve Joe Ocak 1954'de evlendiler. Basından gizlemelerine rağmen, onları çıkışta bir gazeteci ordusu bekliyordu. Ama gazeteciler hayal kırıklığına uğramışlardı. Marilyn kahverengi bir döpiyes giymişti! Hem de böyle bir günde. (Marilyn Monreo'yu hep seksi kıyafetler içinde görmeye alışığız, oysa günlük hayatında gayet mazbut giyinmeyi tercih ederdi) Paso Robles'e balayına giden çiftin bundan sonraki seyahatlerini yapacakları Japonya'da evliliklerinin ilk çatırdamaları başlayacaktı. Bu arada Marilyn'in drama öğretmeni Natasha Lytess'i unuttuk... Natasha hala Marilyn'in hayatında önemli bir rol oynuyordu. Natasha ünlü yıldızın her filminin setinde yer alıyordu. Yönetmenleri delirtiyordu. Marilyn ondan her sahne sonrası destek ve onay beklerdi. Ancak Natasha aslında ona kötü tavsiyelerde bulunuyordu; kendi varlığını yönetmene kabul ettirebilmek için sahneleri defalarca tekrarlatıp dururdu. Bu davranışı Marilyn'in kendine olan güvensizliğini körüklüyordu. "Erkekler Sarışınları Sever" in setinden de "Milyoner Avcıları" nın setinden de yönetmen tarafından kovulmuştu. Ama her seferinde Marilyn hasta olduğunu ve sadece Natasha ile görüşmek istediğini söyleyip kadını işinin başına geri getirtmeyi başarmıştı. Natasha, Marilyn'in sadece drama hocası gibi gözükse de aslında ünlü yıldızın kafasında çınlayan sesleri bilen ve onu sakinleştiren tek kişiydi. "Marilyn paniklediğinde ilacı bende" diyerek esrarengiz bir tavır da sergiliyordu. Natasha'dan sadece yönetmenler değil Joe DiMaggio da hoşlanmıyordu. Kadının Marilyn'e hiç iyi gelmediğini ve hakettiğinden fazla değer gördüğünü düşünüyordu. Natasha'nın birgün Marilyn'i mahvedeceğini söylüyordu yakın çevresine.... Marilyn Monroe & Milton Greene Marilyn 1953 yılı sonunda iyice çökmeye başlamıştı. Grace'e ve annesine üzülüyordu. Stüdyoda da işler iyi gitmiyordu. Ona (daha önce Broadway'de sahnelenmiş ve başarısız olmuş bir oyun olan ) " The Girl in Pink Tights" isimli bir film önerdiler. Ancak Marilyn önce bunu redetti; daha sonra fikrini değiştirip senaryoyu okumak istediğini söylediğinde ise herkesçe yadırgandı. Senaryoyu okumak da neydi? Senaryo yoksa film de yoktu, Marilyn'in cevabı bu olmuştu. Ayrıca stüdyonun ona verdiği haftalık 1500 dolardan da çok mutsuzdu. Çok çalışıyordu ama hala diğer sanatçılara göre düşük ücret alıyordu.
İyi dostu başarılı fotoğrafçı Milton Green ile bu konuyu paylaştığında, adam ona beraber bir yapım şirketi kurmayı önerdi. O zaman Marilyn özgür olacak ve artık seksi, aptal sarışın rollerinden kurtulup daha ciddi ve yeteneğini daha iyi gösterebileceği rollerde oynayabilecekti. Sonunda yapım şirketini kurmaya karar verip işe koyuldular. Marilyn işe dönmesi gereken tarihte dönmeyince, stüdyo evine yetkilileri gönderdi, fakat adamlar karşılarında Joe Di Maggio'yu buldular. Adam onları öfkeli bir şekilde evden kovdu. Joe kız arkadaşının hem mesleki gerekliliklerinden hem de kendisinden daha fazla ilgi görmesinden hoşlanmıyordu. Film çekimleri, tv programları, provalar, fotoğraf çekimleri... Marilyn'in çalışma temposu çok yoğundu ... ve artık uyku hapları olmadan uyuyamıyordu, sürekli dalgın, telaşlı ve bitkindi. İlk tanıştığı kadın gitmiş adeta. Marilyn'in uzun bir tatile ihtiyacı vardı ama bu şimdilik imkansızdı. Aslında Joe ondan mesleğini bırakmasını isteyecekti... Grace ve Marilyn'in ev arkadaşlığı devam ederken, Grace kemoterapiyi redediyor ancak dayanılmaz ağrıları için ağrı kesici ilaçları alıyordu. Bu sıkıntılı günleri iki kadın kendilerini alkole vererek atlatmaya çalışıyorlardı. Marilyn içki alemlerini bir avuş uyku ilacıyla bitiriyordu.
Temmuz ayının sonuna doğru Marilyn evden ayrılır. O, "Dönüşü Olmayan Nehir" filmini çevirmeye, Grace ise evine gider. Birkaç ay sonra üzücü haber gelir; Marilyn en büyük dayanağı olan Grace'i kaybeder. Cenaze onun için çok acı verici olmuştu. Cenazeden sonra Ida Bolender (Marilyn'in evinde büyüdüğü bakıcı aile) Marilyn'i arar ve başsağlığı diler. Ancak Ida Marilyn'e kırgındır : basında kendisine kötü davrandıkları yazmaktadır. Marilyn bu tarz demeçlerin gösteri dünyasının gerekliliği olduğunu anlatmaya çalışır ve okudukları herşeye inanmamalarını söyler. Marilyn annesine en yakın arkadaşının ölüm haberini vermek üzere telefon eder. Annesinin üzüleceğini düşünmüştü.Ama yanılır. Marilyn annesine onu "ziyarete geleceğini" söyler annesi "ancak gelirse inanacağını " söyleyip telefonu kapar. Marilyn cenazeden sonra tek başına evine döner. Yine tek başınadır, acısını dindirmek için şişelerce, kutularca hapa ihtiyacı vardır. Marilyn'in ölümünden yıllar sonra Grace Goddard'ın "uyku ilacı" almak suretiyle intihar ettiği ortaya çıkar. Her zaman başkalarını düşünen Grace anlaşılan yine ailesini düşünerek son günlerinde onları üzmemek adına kendi hayatından vazgeçmiştir. Grace ve Marilyn, o yazı beraber geçirirler. Grace, Marilyn'e herzamanki gibi akıl vermekte, onu yüreklendirmekte, işlerine yardım etmektedir.
1 Haziranda Marilyn, doğum günü kutlamasında annesini arar ama aldığı cevap ; " seni doğurduğum günü hatırlamıyorum bile" olur ve sonra yine bağırıp çağırmaya başladı. Marilyn, bir daha doğum gününde annesini aramamaya karar verir. Grace Marilyn ile geçirdiği süre zarfında, Marilyn'in uyku haplarına ne kadar bağımlı olduğunu görür. Ayrıca ne kadar çok alkol aldığını da farketmişti. Marilyn, kilo sorununu da "lavman" yapmakla çözmüştü. Grace bunu da öğrendikten sonra kardeşi Berniece'i arayıp Marilyn'in kötü alışkanlıklarından haberdar olup olmadığını sordu. Ama Berniece Marilyn'in içki içtiğine bile inanamamıştı. Marilyn, 26 Haziran'da o güne kadarki oyunculuk hayatının en büyük onurunu elde etti. Grauman's Chinese Theatre'ın önündeki alçı kalıbın üzerine el ve ayak izlerini çıkardı. Ona "Erkekler Sarışınları Sever" filminde başrolü paylaştığı Jane Russell eşlik etmişti. Birbirinin aynısı beyaz puantiyeli elbiseler giydiler. Jane'le yakın arkadaş olmuşlardı. Ama maalesef o gün Marilyn'in esas yaratıcısı Grace bu seremoniye katılamamıştı. Grace, Marilyn küçükken onu oraya götürüp minik ellerini ünlü oyuncuların bıraktığı izlere koydururdu. Şimdi Marilyn neredeyse o kaldırımın en ünlü yıldızlarından biri haline gelmişti. Gösterdiği gelişim inanılmazdı. 1953 yılında birgün Marilyn karşısında Grace Goddard'ı bulur. Grace kötü bir haberle gelmiştir; kanserdi.
Grace, doktorlara ve tıbba karşı olan Christian Science mezhebine tutkuyla bağlıydı. Fakat gizlice bir hastaneye gitmiş ve muayene sonucu kanser olduğunu öğrenmişti. Marilyn, kendisinin de her geçen gün biraz daha bağlandığı uyku ve sakinleştirici hapların kaynağı olan modern tıbbın olanaklarından yararlanması için Grace'i ikna eder. Marilyn, kendisi için annesinden bile daha iyi bir anne olan Grace'e olan vefa borcunu ödemeliydi; bütün tedavi masraflarını kendisinin karşılayacağını söyler Grace'e... O zamanlar Grace'e çekle yapılan tıbbi masraf açıklamalı ödemelerin Marilyn'in kürtaj masrafı olduğu zannedilmiş ancak niçin Grace'e yapıldığı anlaşılamamıştır. Oysa gerçek Grace'in kanser tedavisi içindi. Grace hastalığını ve tedavi olacağını kimseye söylememe kararı almıştır kocasına bile ve o yazı Marilyn ile ikisi eski günlerdeki gibi başbaşa geçireceklerdir. Dönüşü Olmayan Nehir filmi çevrilirken Marilyn Monroe'ya yapılan bir şakayı kitaptan aynen alıntı yaparak size aktarıyorum.
"Birgün Marilyn masaj yaptıracaktı ve ekip ona bir oyun oynamaya karar verdi. Şakacılardan biri, onyedi yaşındaki genç bir prodüksiyon asistanına Marilyn'in karavanına gidip ona bir mesaj iletmesini söyledi. "Kapıyı çalma" dedi."Doğrudan içeri dal". Delikanlı denileni yaptı. Kapıyı açtı ve karşısında masaj masasında yüzükoyun yatmış, masözü bekleyen çırılçıplak Marilyn Monroe'yu buldu. Marilyn hiç istifini bozmadı ve kıpkırmızı kesilen çocuğa, "Seni kandırdılar mı?" diye sordu. "Evet hanımefendi". Marilyn, " Pekala" dedi. "Şimdi kapıyı kapayıp otur ve yirmi dakika bekle. Şaka nasıl yapılır görsünler bakalım!" Marilyn Monroe ve Bilinmeyen Hayatı, yazar J.Randy Taraborrelli'nin kitabından... |
ARSiV
October 2017
İPEKOZİpek=Irmak (2009) |
- İpekoz
- İpekoz blog
-
Söyleşiler
-
HİKAYELER
- Allah karsımıza iyi insanlar cıkarsın (bence)
- MASKELİ BALO (Bence)
- Her şerde bir hayır vardır. (Bence)
- Rağmen sevgi
- Joachim Du Bellay (1522-1560)
- Kendinize Rastlamak
- Kötü sözler karanlığı besler
- Pandora' nın Kutusu
- Omer Hayyam - Rubai
- Atatürk ve Japon Veliahtı
- JE SUIS COMME JE SUIS
- Oluler Bekler
- Yuva Kuru Temizleme
- Çanakkale Türküsü
- Kafka ve Küçük Kız
- Gökte ararken içimde buldum ....
- Aşka şöyle bir baktım … (Bence)
- Sokrates
- Çanakkale Zaferi
- Risk Almak
- Mutlu Aşk Yoktur ...
- Koşulsuz Sevgi
- Hikaye 1 >
- Hikaye 2 >
-
Hikaye 3
>
- Hediye
- Dunning-Kruger Sendromu
- UBUNTU
- "Katibim" (Üsküdar'a giderken aldıda bir yağmur) türküsünün hikayesi
- Eşekli Kütüphaneci
- Öğretmenim bugün aynı annem gibi kokuyordunuz!
- Tavla ve Satranç
- İçinizdeki çocuğu yaşatın
- Ünlü tiyatro yazarının başlangıç hikayesi
- Dünyanın en ilginç ölümleri
- Sizin arabanız "vanilyalı dondurma" sever mi?
- Okul ödevleri
- Hikaye 4 >
- Hikaye 5 >
- Hikaye 6 >
- Hikaye 7 >
- HİKAYE 8 >
- Hikaye 9 >
- Hikaye 10 >
- Hikaye 11 >
- Hikaye 12 >
- Hikaye 13 >
- Ziyaretçi defteri
- MARDİN